Fransa’nın küçük ve şirin kasabası Geste’de bulunan Saint-Pierre-aux-Liens Kilisesinin, Başkan Jean-Pierre Leger için manevi değeri çok büyük. Bu tarihi kilisede evlenen ve çocuklarını bu kilisede vaftiz ettiren Başkan şimdi zor bir kararın eşiğinde. ‘Bu durum çok üzücü ama restorasyon masraflarını karşılayamıyoruz. Kiliseyi belkide yıkmak zorunda kalacağız’ diyor Başkan Leger; Kilisenin artık taşımakda zorlandığı sıvaları dökülmüş, taşları sökülmüş kulelerine bakarak.
Restorasyon çok pahalı
Almanya ve İngiltere’de de Kiliseler ziyaretçilerinin azalmasıyla birlikte büyük bir yalnızlığa ve bakımsızlığa itiliyorlar. Büyük çoğunluğu Katolik olan bu ülkelerde halkın sadece yüzde beşi haftada bir defa kiliseye gidiyor. Daha yüz yıl önce her üç kişiden birinin haftada bir kereye mahsus uğrak mekanı olan kutsal binalar, bugün terkedilmişliğin hüznüyle ayakta durabilme mücadelesi veriyorlar. Bin kişilik tarihi Kiliselerin kücük bir cemaate çok büyük geldiğini ve restorasyon çalışmalarına harcanacak 1,35 Milyon Avroyla iki yeni Kilise inşaa edilebileceğini ifade eden başkan Leger, Kiliseleri yıkmanın son çare olarak düşünüldüğünü belirtiyor.
Kilisenin kapısındaki acı resim
Özellikle Anjou bölgesindeki Kiliselerin harabeye döndüğü bildiriliyor. Bu bölgede 10 yıl önce ilk olarak Le Fief-Sauvin Kilisesinin çan kulesi dinamitle yıkılmıştı. Kilisenin kapısına yapıştırılan resim, bir zamanlar çan kulesinin nasıl havaya uçurulduğunu göstererek halkı duyarlılığa davet ediyor. Paris’ten istediği bütün yardımların geri çevrildiğini belirten Başkan Leger çan kulesini örnek olsun diye yıktırdığını dile getiriyor.
Notre Dame’ı da az daha yıkacaklardı
Az da olsa Kiliseler için mücadele verenler de var. Kiliselerin yıkılmaması için mahkemeye başvurarak dava açan Jean Waznica, ‘küçük, kullanışlı, mütevazi bir Kilise isteyenler Notre Dame’ı da havaya uçursunlar’ diyerek tepkisini belirtiyor. Tarihteki bir örnek Waznica’nın teklifinin hiç de ihtimal dışı olmadığını gösteriyor. 19. yy da Paris hükümetinin bakım masrafları karşılanamayan Notre Dame Katedralini yıkmayı düşündügü biliniyor. Victor Hugo ‘Notre Dame’ın Çanları’nı yazarak tarihi Katedralin hayatını kurtarmıştı.
Bir kilise sirk okulu yapıldı
Sembolik anlamı olan Notre Dame gibi büyük Katedrallerin masrafları devlet tarafından karşılanıyor. Laik Anayasaya göre Fransa’da Kiliseler devletin malı sayılıyor ve devletin bu anıt yapıların korunması için ayırdığı bütce, Kiliselere gösterilen ilgisizlik nedeniyle çok yetersiz kalıyor.
Kiliselere yeniden hayat verebilmek için farklı amaçlarla kullanılmalarına dahi izin verildi. İngiltere’de Kiliseler ev ya da depo olarak kullanılmaya başlandı. Bir Kilise artık sirk okulu olarak görev yaparken, Roma’da bazı Kiliselerin kapıları galeri ve restorant olarak halka açıldı.
Almanya’da iki Kilise müslümanlara satıldı
Almanya’da da bazı Kiliselerin yavaş yavaş asıl misyonlarından uzaklaştırılarak farklı alanlarda hizmete sunuldukları görülüyor. Essen Piskoposluğu 350 Kilisenin talihsiz sonunu engellemek için kolları sıvadı ve bazılarını huzur evi ve eğitim merkezi olarak halkın hizmetine tahsis etti. Geçtiğimiz yıl Hamburg Kültür Senatörü Karin von Welck, müslüman cemaatin virane haldeki Kiliseleri Cami olarak kullanmasına izin verilmesini isteyerek Katolik ve Protestan din adamlarının tepkisini çekmişti. Berlin’de iki ermeni Kilisesinin müslümanlara satılması da büyük protestolara neden olmuştu.
Almanya’daki bazı ılımlı görüşlere mukabil genel olarak Avrupa’da bir çan kulesinin minareye evrilmesi şimdilik bir tabu olarak duruyor. 60 bin Kiliseden kaç tanesinin kapanma ve yok olma tehlikesi taşıdığı ise tam olarak bilinmiyor. Kültür bakanlığının açıklamalarına göre Kiliselerin % 41’i tehlike altında. Bu rakama basit köy Kiliseleri dahil değil. Mimarlar odasının Fransa’daki bazı çan kulelerini İnternette sergilemesi de Kiliselerin hayatını kurtarmaya yetmedi. Kiliselere yardım etmeyi luzumsuz bulan Avrupalı vatandaşı hızla yayılan dinsizlik büyük ölçüde etkiliyor.
Emine Karahocagil Arslaner
(Timeturk sştesinde yayınlanmıştır)
İlk Yorumu Siz Yapın