"Enter"a basıp içeriğe geçin

Kadından aşık olmaz çünkü bıyığı yok

(Dücane Cündioğlu“nun „kadından aşık olmaz çünkü bıyığı yok“ yollu bir yazısının tartışıldığı forum sayfasında yazdığım kısa bir anekdot)

 

Kadının yapamayacağı işler çok sesli münakaşaların konusu yapıldı. Örneğin, kadından şair olmaz denildi ama oldu, kadından imam olmaz denildi ama oldu. Ancak bu son iddianın yerle bir edilmesi bir hayli müşkül görünüyor, çünkü kadından “aşık” olmaz iddiasının gerekçesi kadının bıyığının olmamasına bağlanıyor. Feminist arkadaşlarımızın işi bu sefer çok zor, cidden zor. Aşık bir kadının bıyık uzatması ve aşkının şiddetini bıyığının uzunluğuna göre derecelendirmesi gerekebilir.

 

Mecnun bıyıklı mıydı? Garip bir soru değil mi? Neyse ki muhatabı ben değilim… Mecnun Leyla`ya aşıktı, peki ya Leyla? Mecnun`u aşıkların şahı kılan Leyla, sadece maşuk muydu? Ya Ferhat`a dağları deldiren Şirin? Şirin aşık sıfatını kazanamadı. Onun, ne Amasya`nın yeşil ırmağına yaralı bir aşık gibi mahzun, muzdarip göz süzen yalçın kayalarının böğrüne her inişinde feryat figan aşkını haykıracak bir gürzü vardı, ne de o gürzü kavrayabilecek bilek gücü. Gürültüyle dağlara değil, sessizce kalbine indirdi aşkının balyozunu, her kadın gibi. Meşhur Maşukların, yani kadınların duyguları her ne hikmetse hiç merak edilmemis. Edilseydi ne olurdu? Sorulabilir miydi bir kadına nasıl aşık olduğu? Sorulsaydı eğer, cevaplayabilir miydi bir kadın kızarmadan, yanakları al al olmadan, yerin dibine batmadan böyle bir soruyu?

 

Gerçek bir aşığın duygularına maşuğun kayıtsız kalabilmesi mümkün değildir oysa. Aşk aşkı doğurmaz mi? O halde Mecnun aşık olur da, Leyla ne olur? Aşk`ı ilahı kelamda anılarak kudsiyet kazanan Züleyha, divane bir aşık değilse neydi?

 

“Yusuf dedi Züleyha, sevdim seni, seni sevdiysem, bir eşikten geçtiğimdendir. Bir kentin içine düstügümden ve bir kenti içime düşürdüğümden. Ben ki tüm savaşlarda hem kumandan hem neferdim. Ürkektim, delişmenliğim korkunun rengindeydi. Bu yüzden seni sevdim. (Yusuf ile Züleyha, Nazan Bekiroğlu) ”

 

Kur-an`da anlatılan ibret dolu hayat hikayesiyle Hz. Yusuf`a peygamberler tarihinde bir iffet abidesi olma fırsatı veren Züleyha, tepeden tırnağa aşıktır…

 

Ve aşkların en yücesi, en kutsalı, en muhteşemini yaşayan bahtiyar kadınlar… Rabia, her kapıyı açan altın anahtarın peşine düşenleri, Basra sokaklarında bir elinde meşale, diğer elinde kovayla karşılar ve pencere camlarını kesen elmas cümleyi hafızalara sunar: Cehennem korkusuyla ya da cennet sevdasıyla değil, yalnızca Allah rızası için ibadet edin. Rabia-i Adviyye, Rabbin tecellisine mazhar olmuş kadın yürek, Allah aşığıdır.

 

Kadından aşık olabileceğini ispata çalışmıyoruz, böyle bir gayretkeşlik fuzulidir.  Kadınlar aşık olurlar ama aşık atmazlar, belkide bu yüzden bilinmezler. Bizim asıl sorumuz, yani sorunumuz:

 

Nedir bu kadın sendromu?

Tek Yorum

  1. yasin82 yasin82

    Merhaba. Kadından ‘aşık olmaz maşuk olur’ konusu ile ilgili olarak belirtmek isterimki konuyu sadece bıyık örneği üzerinden ele alarak eleştiriyor olmanızı pek doğru bulmadım. Dücane bey orada bu konula ilgili esprili bir ifade kullanıyor ama konuya asıl bakmamız gereken yer ilişkilerde bir tarafın fail diğer tarafın meful olmasıdır. Aşk kendi tutkunluğunu bir başkası üzerinden görmeyi istemektir.Buda erkeğin fıtratına uygunluk göstermektedir. Kadının sevgi anlayışı sevilmeyi istemektir. İlişkilerde seven tarafa aşık sevilen tarafa maşuk deniyor. Bir kadın eğerki aşığım diyorsa malum kişinin onu sevmesini istiyordur ki buda o bayanı yine maşuk yapar. Bir örnekle konuyu daha net bişekilde yorumlamak isterim. Bir erkek kendi iç dünyasındaki tutkun olabilme sıfatını görmek isteyecektir bunun içinde kendine bakmak isteyeceği bir ayna aramaktadır. İşte kadın erkeğin aynasıdır. Burada kadının görevi ayna olmaktır. Kadın ister ki erkek tutkunluğunu o aynaya bakarak yaşasın. Bayanların genelde kıskanç olarak adlandırılmasının sebebide budur. Çünkü isterki erkeği hep ona baksın. Dücane bey yazısında eskilerin toprağa toprak ana tabirini yakıştırdığını çünkü anaçlığın verileni daha fazlasıyla vermek olduğunu söylüyor. Toprağa ektiğiniz bir ürünün size daha fazlasıyla geri verilmesi toprağın maşuk olmasından yani mecazen anaç olmasından kaynaklı. Toprak eğer toprak baba olsaydı hepimiz aç kalırdık.Kadının ana olmasındaki sebepte maşuk olmasıyla aynıdır. Kendisine verileni daha güzeliyle geri verir kadın (bir tohumun ana karnında ne şekle geldiğini ifade ediyorum). Dücene beyin de demiş olduğu gibi kadın aşık olsaydı kadının bıyığı çıkardı. Bende bi ekleme yapayım. Sadece bıyığı çıkmazdı doğurganda olamazdı… Muhabbetle kalınız…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir