"Enter"a basıp içeriğe geçin

Vahşi Ormanda Bir Villa

Uri Avnery

Çeviren: Emine Karahocagil Arslaner

Mısır’da yaşanan olaylar hayatımızı değiştirecek. Alışıldığı üzere, kimse olacakları önceden kestiremiyor. Çok tebrik alan Mossad da, tıpkı CIA ve onlara benzer bütün diğer kurumlar gibi  hayretler içinde. Aslında, patlamanın yarattığı olağanüstü tazyik dışında  şaşırılacak bir durum yok. Geçmiş yıllarda defalarca, Arap dünyasında, liderlerini çok ağır bir şekilde tenkid eden yeni bir neslin yetiştiğini haber vermiş ve bunun er veya geç bir isyana yol açacağı konusunda uyarılar yapmıştık. Bütün bunlar kehanet değil, reel gerçekler üzerinden yapılan aklı başında analizlerdi.

Mısır’daki isyan hep ekonomik faktörlerle izaha çalışılıyor; pahalanan hayat, yoksulluk, işsizlik, eğitimli gençlerin ümitsizliği… Ancak yanlış anlaşılmalara mahal vermeyelim; temelde yatan faktörler çok daha derinlerde. Bunların hepsi de tek bir kelimeyle özetlenebilir: Filistin.

Arap kültüründe ‚onur‘dan daha anlamlı birşey yoktur. İnsanlar açlığa dayanabilirler ancak hor görülmeye asla. Fas’dan Umman’a kadar, bütün bu coğrafyada yaşayan Arap gençleri hep, önderlerinin -Amerika’dan gelecek menfaat ve maddi desteğin hatırına-  Filistinli kardeşlerini sahipsiz bırakarak kendilerini nasıl aşağıladığını izlemek zorunda kaldılar. Bu adamlar israilli işgalcilerle işbirliği yaparak yeni sömürgeci efendilere hulus çakıyorlardı.

Dünyanın hiçbir yerinde ‚vicdansızlık‘, İsrail yönetimiyle işbirliği yaparak Gazze Şeridindeki utanç verici ambargoyu mümkün kılan ve 1,5 Milyon Arabı açlık, yoksulluk girdabında kıvrandıran Mısır kadar göz önünde olamadı. Bu ambargo sadece İsrail ambargosu değildi. Bu ambargo,  senelik 1,5 Milyar Dolar bedeli olan bir İsrail – Mısır ambargosuydu.

‚Kahire’de, Umman’da veya Halep de yaşayan 15 yaşındaki bir gencin yerinde olsaydım ve  beni yöneten insanın  nasıl  Amerika’nın veya İsrail’in uşağı gibi hareket ederek, halkını  baskı altında tuttuğunu ve yağmaladığını izleseydim, ne hissederdim?‘ diye çok düşünmüşümdür. Hiç şüphesiz, daha o yaşta terörist bir organizasyona üye olurdum. Bir Arap genci niçin daha farklı hareket etsin ki?

Bir diktatöre, milli duyguları dikkate aldığı takdirde tahammül edilebilir. Ancak milli bir utanç olan diktatör, kökü olmayan ağaç gibidir, güçlü bir rüzgarla devrilebilir. Bunun Arap dünyasında nerede vuku bulacağı sorusu benim için önemli. Mısır ve Tunus listenin en altındaydılar. Oysa Arap devrimi tam da Mısır’da baş gösterdi. Mısır lideri Hüsnü Mübarek gerçekleri görmediği takdirde, bu durum İsrailli meslekdaşı Benjamin Netanyahu’yu da etkileyecek. Netanyahu ve kabinesi, olayların İsrail’in kaderini değiştirecek boyuttaki anlamını idrak edebilecek kabiliyete sahip değil.

Mısır harekete geçerse, bütün Arap dünyası onu takip eder. ‚Yakın bir gelecekte Mısır’da demokrasimi yoksa askeri diktatörlük mü hakim olacak?‘ sorusunun cevabını zaman gösterecek. Arap dünyasındaki tüm diktatörler yıkıldığı ve yığınlar, içinde generallerin yer almadığı yeni bir yönetim kurmayı başardıkları zaman, bu soru da cevaplanabilecek.

İsrail hükümetinin işgalle geçen 44 yıllık serüveninde veya 63 yıllık bir geçmişe sahip ülke yönetiminde yaptığı herşey köhnemiştir. Bizler yeni bir gerçekle karşı karşıyayız artık. Bu durumu görmezden gelebilir ve Ehud Barak’ın bir zamanlar dile getirdiği gibi ‚vahşi ormanda bir villa‘* olduğumuz iddiasını sürdürebiliriz ya da yeni gerçekler arasında uygun bir yer bulabiliriz kendimize.

Filistinliler‘le barış sağlamak bize uzak bir lüks değil. Bu artık mutlak bir gereklilik. Hemen barış yapmalıyız, üstelik çok acil olarak… Filistinliler’le ve ardından Arap dünyasında yer alan  tüm demokratik toplumlarla; Hamas ve Müslüman Kardeşler gibi, El Kaide’den büyük farklarla ayrılan aklı başında islami güçlerle, hepsiyle derhal sulh yapmalıyız. Mısır‘da ve heryerde yavaş yavaş su yüzüne çıkan tüm liderlerle barışmalıyız artık.

*İsrail savunma bakanı Ehud Barak bir konuşmasında İsrail’i balta girmemiş, vahşi bir ormanda bulunan villaya benzeterek, ‘bu villanın çevresine çit çekmek zorundayız, çünkü vahşi ormanlarda yalnızca vahşi hayvanlar yaşar’ demişti.

Uri Avnery kimdir:

İsrailli yayıncı ve barış eylemcisi Uri Avnery, Araplar ile İsrailliler arasındaki diyaloğun en önde gelen savunucularından biridir. İsrail devletinin kurucular kuşağındandır ve 1948 bağımsızlık savaşında savaşmıştır. Avnery haftalık Haolam Hazeh (Bu Dünya) gazetesinin yayımcısı olarak, Knesset’de milletvekili olarak ve barış örgütü Guş Şalom’un (Barış Bloğu) kurucusu olarak, 50 yılı aşkın bir süredir bir Filistin devletinin kurulmasını savunmaktadır. Avnery, eşi Rahel ile birlikte 2001 yılında Alternatif Nobel Ödülü’nü almıştır.

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir