Babam meslek hayatının son yıllarında yurt dışında görev yaptı. Görevi gereği Türkiye’yi tanıtıcı programlara iştirak ederdi. Ben de ona refakat ederdim. Bu programlardan birine çağrılan Alman belediye başkanının yerine eşi gelmişti ve eşini temsilen programda bir konuşma yaptı. Hiçbirimizin aklına başkanı veya eşini kınamak, yazıklamak, protesto etmek gelmemişti.
Tek bir gün içinde birkaç yerde bulunması icab eden devlet adamları yerine göre temsilci gönderebilirler. Bir devlet adamının temsilci olarak eşini, yani en yakınını göndermesi o kuruma veya faaliyete verdiği değeri ifade eder. Şunu demek istiyorum: Emine Erdoğan o programda Türkiye’yi değil, eşini temsil etmiş. Eşini temsil edemeyeceğini düşünüyorsanız, nedenini de izaha mecbursunuz. Türkiye’yi temsil edemeyeceğini düşünüyorsanız, zaten böyle bir durum yok ama uluslararası protokol esaslarına göre pekala lider eşleri ülkelerini de temsil edebilirler… Sizin yanlış bulduğunuz şey temsiliyetle değil de donanımla ilgili ise ve Emine Erdoğan’ın konuşma yapabilecek seviyede bir birikimden mahrum olduğunu düşünüyorsanız, neden tepkinizi kürsüye çıkarıldığı diğer organizasyonlarda göstermediniz diye sormak gerekir. Kaldı ki bu düşüncenizin de bir mesnedi olması gerekir, yani yaptığı konuşmalardaki yanlışları işaret ederek mezkur şahsın kürsülerden uzak tutulması gerektiğini nedeni ve niçini ile ortaya koymanız gerekir. Emine Erdoğan dahil diğer tüm muhafazakar lider eşlerini medyaya verdikleri silik kadın imajından dolayı mebzul miktarda eleştirmiş bir insan olarak; konuşma yapabilme, türkçe’ye hakimiyet, kendini ifade edebilme kabiliyeti konusunda TBMM de görev yapan çok sayıda milletvekili sıfatlı zevattan daha iyi olduklarını söylemek zorundayım.
Sormak istiyorum şimdi: sizin asıl derdiniz ne?
Bir kadının konuşma yapması?
Başörtülü bir kadının bu şekilde onore edilmesi?
Hiç baktınız mı aynanıza?
Hiç geçmişinize dönüp, benzer durumlarda verdiğiniz tepkileri veya tepkisizliklerinizi vicdan terazinize yerleştirdiniz mi?
Örneğin, Prenses Diana hakkında hiç “bu kadın niye hiç gündemden düşmüyor? Hangi sıfatla her yerde kürsüye çıkarılıyor?” diye bir eleştiride bulunduğunuz vaki midir hayatınızda? Sanmıyorum… Böyle bir tepkiniz olsaydı herhangi bir medya organında bizim de karşımıza çıkardı. Bilakis övgülerle anılırdı rahmetli… Vefatında da zaten yazılı ve görsel basınımız karalar bağlamıştı.
Başbakanın eşine, herhangi birinin değil de, kadın hakları ve kadına saygı konusunda mensubu olduğu parti kadar bireysel sicili de hayli bozuk birinin hesap sorması çok manidar. Biz bu şahısları neden iki gün önce tüm kadınlara ve kadınlığa ve tabi aktivist gencimiz Gizem’e hakaret eden Putin ayısına gülümseyerek mukabele eden AKP li devlet erkanına saydırırken göremedik? Göremeyiz çünkü bu kullanma tarihi geçmiş zihinlerin sağlam ve sağlıklı muhalefet yaparak hizmet vermek gibi bir kaygıları yok. Kadın konusundaki samimiyetlerini ve hassasiyetlerini görebilmek için, kadınları hedef alan bu hayvani reflekslerinin yanısıra bir de partilerindeki kadın sayısına göz atmanız faydalı olacaktır.
Soruyu tekrarlayalım: sizi asıl rahatsız eden şey ne?
İlk Yorumu Siz Yapın