"Enter"a basıp içeriğe geçin

Gezme Ceylan Bu Dağlarda Seni Avlarlar

Bir rivayete göre, Diyarbakır’ın Lice beldesinde hayvanları otlatmak için evinden ayrılan küçük Ceylan’ın elindeki satırdan şüphelenmiş asker… 12 yaşındaki küçük kızın elindeki satırla karakolu basıp kendilerini doğrayacağından korkmuş jandarma ve o yüzden vurmuş Ceylan Önkol‘u.

Güneydoğu illerinde ceylan avına çıkan askerler, “açılım saçılım” derken bebek mezarları açan siyasiler, birilerini küstürürüz de işimizden oluruz diye küçük kızın parçalanmış bedenini gösteren resimleri çöp tenekesine gönderen gazeteciler, Ceylan’ın elindeki kör satırdan korkan bütün ödlekler, bu satırlardan da korksunlar!

Korksunlar, çünkü şimdi okuyacağınız satırlar onların damarsız yüreklerini lime lime edebilmek için beyaz kağıda döküldüler:

Yağmurdan daha çok “kan”la sulanmıştır Güneydoğu toprakları. Üzerinde buğdaydan öte şeyler de büyür. Nefret büyür, kin büyür… Acı, ölüm, çile, dehşet büyür. Ama çocuklar büyümez, büyüyemez. Sek sek oynayacakları, ip atlayacakları bir yaşta ya sarp dağların ucralarına kurulmuş terör kamplarının eşiğine düşerler ya da kara toprakların kanlı sinesine gömülürler .

İçinde, işte bu sancılı realiteyi değiştirecek ve güya “huzur”u yeniden tesis edecek sihirli iksirin bulunduğu, lakin allı pullu fiyonklarının bir türlü açılamadığı “açılım” paketine bir ceylan kanı daha bulandı efendiler, farkında mısınız?

Bu kanlar temizlenmedikçe; 12 yaşındaki Ceylan’ın, yedi yaşındaki Enes’in, dokuz yaşındaki Abdullah’ın neden öldürüldükleri adam akıllı izah edilmedikçe ve katiller hesap vermedikçe, önlerine sürülen bütün fiyakalı paketleri tiksinerek geri itecek esmer tenli, toprak kokulu insanlar…

Bilmem bu sonuca aşına mısınız?

Sizin bu sessiz ittifakınız, sizin bu zımni kabulleriniz; sizin bu “bölgesel barış” rüşvetine karşılık teker teker devirdiğiniz vicdani ilkeleriniz dönüp dolaşıp yine sizin, “huzur” ambalajlı demokrasi paketlerinizi paramparça edecek.

Tıpkı Diyarbakır’ın bir köyünde hayvanlarını otlatırken paramparça edilen 12 yaşındaki Ceylan gibi… Onun yaralı anası, evladının dağılan parçalarını nasıl ay çiçeği desenli entarisinde biriktirip mezara götürdüyse, bu halk ve bu kara yazgılı insanlar da sizin kah paketlerle, kah roketlerle dağıttığınız demokrasinizi; çamurlu yolundan, akmayan suyundan, derme çatma okulunun akan çatısından toparlayıp, çöplüğüne gömecek.

İnanmıyoruz  sizin “huzur” alt başlıklı, “açılım” masallarınıza efendiler!

Barış” adı altında, “huzur” diye takdim ettiğiniz zaman dilimlerine sığdırılan bütün faili meçhuller, el altından yürütülen kirli bir kollektif çalışmanın kanlı vesikaları gibi asılı duruyorlar belleklerimizde.

İnanmıyoruz, çünkü Kayseri’de kaybolan çocuklar için tüm Türkiye’yi titreten kudretli dillerin Ceylan’ın adını neden hiç zikretmediğine anlam veremiyoruz.

İnanmıyoruz, çünkü sadece Ceylan konusunda iktidar ve muhalefet arasında insanı dehşete düşüren bir iş birliğinin iz düşümlerini müşahede ediyoruz;

İkiniz de susuyorsunuz…

İkiniz de susarak ikrar ediyorsunuz Türkiye’nin hala kışladan yönetildiğini.

İkiniz de susarak onaylıyorsunuz apoletli medyanın kronik endişelerini.

Ve herkes, hepiniz susuyorsunuz…

Bir telefon kulübesinde konuşan adamı izler gibi izliyorsunuz, kardeşinin cesedinin başında feryat ederek başını ellerinin arasına gömen acılı abinin dramını. Pandomim yapan birini seyreder gibi seyrediyorsunuz, Ceylan kızın, dizlerini döverek ağıtlar yakan kederli anasını. Duymadan, titremeden, hiçbir tepki göstermeden, izliyorsunuz sadece;

taştan bir heykel gibi, simsiyah bir duvar gibi, gözbebekleri olmayan iki yuvarlak çukur gibi…

Ve bütün bu umarsızlık, kayıtsızlık, vurdum duymazlık, adam sendecilik karşısında tükeniyor kelimeler, susuyor zihinler ve bir türkü yükseliyor kalplerin kanayan yerlerinden;

ceylan senin gibi yüreğim yara
cihanda derdime aney bulmadım çare
bir yavru kaybettim gözleri kara

gezme ceylan bu dağlarda seni avlarlar
anandan babandan yardan ayrı koyarlar

 

Sonra biz de susuyoruz, susuyoruz ama en azından dinleyerek…

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir