"Enter"a basıp içeriğe geçin

Darbeye götüren hastalık: Ümmetçi Devletçilik

Senaristi olduğu dizi emniyet içindeki FETÖ yapılanmasını anlattığı için ekranlardan kaldırıldı. Şimdi siz, hiç değilse 15 Temmuz’dan sonra bu tip insanlara karşı takınılan tavrın değişmiş olabileceğini düşünüyorsunuz değil mi?

Hayır…

Hayır çünkü burası Türkiye.

Bu anarşist senarist, 15 Temmuz darbe girişimi konusundaki aykırı fikirlerini -hoyrat bir dil kullanarak- ilan etmekten çekinmediği için muhafazakar bir yazar tarafından hedef gösterilerek tehdit edildi.

20160726_165124

Evet, bunlar artık vaka-i adiyeden…

Gücü elinde bulundurduğunu düşünen camia, farklı fikirler irad ederek canını sıkan herkesi dar ağacına çiviliyor.

Lakin ben burada bir çizgi çekeceğim ve diyaloğun ayrıntılarına girmeyeceğim. 20160726_165406Ne senaristin çirkin uslubunda, ne de onu tehdit eden muhafazakar kalemin destursuzluğunda ilgi çeken birşey yok. Alıştık bu hengameye, çekişmelere, edepsizliklere…

Başka birşeyi dikkatlerinize sunmak istiyorum.

Muhafazakar kalemin imdadına yetişerek onu alkışlayan şahsın kullandığı bir mefhuma…

Öyle bir mefhum ki, işte o mefhum bütün bu kaosun özeti.

O kavramın adı: Ümmet…

Senaristi tehdit eden muhafazakar yazarı alkışlayan klavyenin kullandığı cümle aynen şöyle;

“Allah ümmeti düşünenlerden razı olsun abi…”

İşte bu diyalog getirildiğimiz noktayı, neden ve sonuçları ile birlikte tersim ediyor.

Mukaddes dinimizin nasıl bir ideolojiye evrildiğini görüyoruz bu resimde ve o ideoloji eli ile nasıl bu karanlık dehlize sürüklendiğimizi…

Darbe girişimine karşı geliştirilen duruşları bile dini mensubiyet üzerinden saflaştıran rezil bir savrulma. Öyle bir savrulma ki, tarihi çok eskiye dayanıyor.

Halkın oyları ile yetkiyi eline alan iktidar mensupları tarafından devlet kurumlarına yapılan bu sızdırmaların gerekçesi de işte bu kavram kullanılarak izah edilmişti. İtiraz edenlere verilen cevaplar hafızalarımızda hala yankılanıyor; “Alnı secdeye değenden zarar gelir mi?” , “Ümmetin yükselmesini istemiyorsan, Allah senden razı olmaz.” , “Müslüman insanlar bunlar, birşey olmaz” Ve daha nicesi…

Böyle susturdular herkesi.

Ümmetçi felsefe ile şekillenen zihniyetin ürettiği torpil şebekesine kim karşı durabilirdi ki? Ümmetten olduğunu gösterip; oylarına, paralarına, kızlarına talip olanlara hiç düşünmeden teslim olan bir toplumun kandırılması kadar kolay başka ne olabilirdi ki? En hassas duygu olan “dini duygular”ı okşayarak oturdukları omuzlardan onları kim, hangi insiyakla, hangi cür’et ve mazeretle dehleyebilirdi ki? Buna yeltenecek olanın sıfatı belliydi; ümmet düşmanı, yani kafir…

Ne yazık ki yaşanabilecek en büyük felaket, “darbe girişimi” bile bu karanlık kafalarda bir mum yakamadı. Hala birileri, şer içindeki hayırdan bahsediyor.

İçinde şer olan herşeyi çağıran; sulh, huzur ve ictimai denge barındıran herşeyi de kovalayan işte bu ümmetçi sığlıktır. Siyasi basiretsizliği, sosyal ahlaksızlığı, muhalif rahatsızlığı dile getiren herkesi ümmet düşmanı ilan ederek her türlü muameleyi -kendi meşrebince- mübah görenlerin desteğini almayı kafi başarı addedenlerin yönettiği ülkede darbe tehlikesi sona ermez.

Böyle bir zihinsel perspektifle devlet yönetilmez!

Çünkü “devlet” tek bir dinin tek bir mezhebine mensub insanların sendikası değildir. Devlet, sorumlu olduğu coğrafyada yaşayan, çalışan ve emek sarfeden, vergisini veren ve üleşen herkese hizmet etmekle mükelleftir. Devlet herkesindir ve herkese aynı mesafede durmak, herkesi aynı şefkatle kucaklamak zorundadır.

Bunu bilmeyen, öğrenmeyen, öğrenmemekte ısrar eden ve ümmetçi cereyanlara prim veren bir devletin idaresindeki topraklarda çatışmalar, sataşmalar, kavgalar bitmez.

Lütfen artık, her fırsatta ne kadar iyi müslüman olduğunu ispatlamaya çalışanlara itibar etmeyin. Allah bile gösteriş için namaz kılanları açık bir dille lanetlerken, dini mensubiyetini-hassasiyetini şifreli kavramlarla servis edenleri baştacı etmeyin artık. Bizler birer fert olarak kendimizi değiştirmediğimiz, uyumu öğrenmediğimiz; farklı hayat tarzlarına, inanç biçimlerine, siyasi tercihlere ve dünya görüşlerine toleranslı olmadığımız için, bir türlü birlikte yaşama kültürü edinemediğimiz için, oy verdiğimiz siyasi partiler de bize göre şekil alacaklar ve bu savaş hiç bitmeyecek.

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir